26.8.12
Enginar Kalpler: Heyecan Verici Bir İlk Roman
Çocuklar, gençler nasıl kitaplar okumalı? Okudukları kitaplar hangi konuları işlemeli, hangilerinden uzak durmalı? Bunlar, çocuk ve gençlik edebiyatını takip edenlerin bildiği gibi sıkça tartışılan konular. Kelime Yayınları, ödüllü Alman yazar Mirjam Pressler’in eserleri Haydi, Konuş Artık! ve Acı Çikolata’yı yayımlayarak, ergenliğin en önemli ve sorunlu aşamalarında takılmış gençlerin hikâyelerini okurlarıyla buluşturmuş ve bu konuda cesur bir adım atmıştı. Sita Brahmachari’nin yayımlandığı 2011 yılında Waterstone’s Çocuk Edebiyatı Ödülü’nü kazanmış olan ilk romanı Enginar Kalpler de, tıpkı bu iki roman gibi çocukların ve gençlerin büyüme sürecinin önemli bir parçası olan bir konuyu işleyerek, bu sefer İngiltere’den bir eserle bu yolda ilerlemeye devam ediyor.
Enginar Kalpler, on iki yaşındaki Mira’nın ağzından günlük formunda yazılmış bir roman. Yapıtın ele aldığı ergenlik ve büyüme sancılarının biyolojik hallerinden tutun da ilk sırra, ilk cep telefonuna, ilk sorumluluklara ve ilk aşka kadar tam bir ilkgençlik romanı. Ama bunları işleyen benzeri birçok romanın aksine çok daha ciddi ve hassas bir konuyu; çok sevilen bir aile ferdinin, Mira’nın büyükannesi Josie’nin kanserle mücadelesine yenik düşmesinin Mira ve ailesi üzerindeki etkilerini konu ediniyor.
Tedavisinin sonuç vermediğini öğrenen ressam ve özgür ruhlu büyükanne Josie, tüm sevdiklerine veda ederek, kendi cenazesini bir kutlamaya dönüştürerek, her aile üyesine kendisini hatırlatacak bir eşyasını yadigâr bırakarak ölmeyi seçiyor. Bu seçimi her ne kadar onu bir rol model olarak gören Mira başta olmak üzere ailesi ve dostlarını ölümüne bir nebze hazırlasa da, yine de sevdikleri bir aile üyesini kaybetmenin acısıyla başa çıkmak zorunda kalıyorlar.
Sita Brahmachari, böyle hassas ve iyi işlenmesi gereken bir konuyu melodrama kaymadan ele alabilmeyi ve on iki yaşındaki ana karakterine uygun bir şekilde çözümlemeyi başarmış. Yeni bir yazardan beklenmeyecek bir ustalıkta kurguladığı Mira karakteri, Enginar Kalpler’de kendine özgülüğü, büyükannesinden aldığı yaratıcılığı ve önyargılardan uzaklığı ile karşımıza çıkıyor. Onun tüm bu özellikleri tahmin ediyorum ki genç okuru olduğu kadar yetişkin okuru da cezbedecektir. Hepsinden önemlisi de, hem ergenlikle hem de büyük bir kayıpla karşı karşıya olduğu bu dönemi, yine büyükannesi Josie’nin tavsiyesiyle, acının insanı katılaştırması gereken bir şey değil de sadece yaşanması gereken bir deneyim olduğunu öğrenerek atlatıyor Mira. Arkadaşlarının ve öğretmenlerinin yardımıyla acının ve kaybın çevresindeki insanların da bir parçası olduğunu fark ediyor. İçinden geçtiği bu döneme rağmen, yeni insanlara kendini açmaya, yeteneklerini keşfetmeye, yaşamaya devam ediyor.
Böyle etkileyici bir öyküyü çağdaşlarının aksine büyücülere ve vampirlere tercih eden Sita Brahmachari ve bir büyükanne ile torun arasındaki sevginin insanı nasıl şekillendirebileceğini gösteren Enginar Kalpler, özellikle günümüz ilkgençlik edebiyatı atmosferinde gözden kaçırılmamalı.
Bu yazı ilk olarak 24.08.2012'de Radikal Kitap'ta yayınlanmıştır.
Subscribe to:
Posts (Atom)