13.5.13

Hüzün Kraliçesi Lana Del Rey

2012'de adı son derece zikredilmiş, herkesin hakkında mutlaka bir fikir sahibi olduğu ve Lady Gaga'dan bu yana karşımıza çıkan en orijinal pop star olduğunu düşündüğüm Lana Del Rey, sevenlerinin bileceği üzere 7 Temmuz'da turne kapsamında ülkemize geliyor. Bilet fiyatları 135tl ile 550 tl arasında seyreden ve bu yüzden canlı izleyemeyeceğim Lana'yı, uyuyamadığım bir Cuma gecesi nedense daha önce hiç göstermediğim bir dikkatle dinledim, röportajlarını ve hayat hikayesini okudum.. Ve hazır Türkiye'ye geliyor olmasını ve çok konuşulan Great Gatsby soundtrack'i için yazdığı Young and Beautiful şarkısı için yeni yayınlanmış videosunu fırsat bilerek hakkında birkaç kelam etmek istedim.
Bendeki bu gecikmiş Lana Del Rey ilgisi açıkçası müziğine ilk kez etrafını kuşatmış dedikodu ve spekülasyon bulutundan arınmış olarak bakabilmiş olmamdan kaynaklanıyor. "Zengin aile çocuğu", "albümünü kendi parasıyla yayınlamış", Tumblr'da devamlı karşımıza çıkan SNL meme'i, "tüm yüzü estetikliymiş" ve daha eminim benim haberimin olmadığı bir sürü haber/dedikodu Lana Del Rey'i orijinal kılan her şeyden uzaklaştırıyor dinleyiciyi.
Öncelikle kendisi hakkında benim gibi pek bir fikir sahibi olmayanlar için son derece ilginç hayat hikayesinden biraz bahsetmekte fayda var. Asıl adı Elizabeth Woolridge Grant olan 1986 doğumlu Del Rey, büyük bir hayran kitlesine ulaşmasını sağlayan Born to Die albümü öncesinde de uzunca bir süre çeşitli jazz barlarda sahne almış, EPler ve hatta bir de uzun çalar yayınlamış bir singer-songwriter. Sahne ismi olarak kendine kulağa güzel ve egzotik geldiği için Lana Del Rey'i seçmeden önce Lizzie Grant ismiyle sahne almış. Çok zengin bir ailenin çocuğu olduğu iddialarını ısrarla yalanlasa da babasının real-estate devi olduğuna dair dedikodular etrafta dolaşıyor. Ben açıkçası bu dedikoduların arkasının ne kadar dolu olup olmadığını anlamak için uğraşmak yerine kendisinin röportajlarını okumayı tercih ettim :) Ve orada gördüğüm tablo beni çok şaşırttı ve Born to Die'a ve videolarına daha başka yaklaşmamı sağladı.

15 yaşında New York yakınlarındaki Lake Placid'de yaşayan ailesi tarafından alkol bağımlılığı yüzünden yatılı okula gönderilmiş Lana Del Rey. Alkol bağımlılığı konusunda "Ne kadar ciddi bir bağımlılıktı?" sorularına "Bırakmak zorunda kalmama neden olacak kadar," diye bahseden ve bu konuda çok ilginç demeçleri olan Del Rey, gördüğü tedavi sonrasında uzun yıllar bu konuda destek veren rehabilitasyon merkezlerinde gönüllü olarak çalışmış. Yine aynı dönemde son derece fakir bir şekilde bir karavanda yaşamış. Alkolü bırakmak zorunda kalmasını bir tür sevgiliden ayrılmak zorunda kalmak olarak gördüğü ve bunun hüznünü taşıdığı şarkılarında çok belli olan Del Rey'in müziğinde, müzikal anlamda başarıyı geç yakalamanın getirdiği hüzün de ağır basıyor. 
2010'da ünlü prodüktör David Kahne ile birlikte çalışarak yayınladığı EPsi Kill Kill sadece birkaç ay sonunda iTunes'dan ilgi görmediği için kaldırılan Del Rey, Video Games isimli şarkısına evde kendi imkanları ile çektiği ve editlediği videosu YouTube'da patlayıncaya kadar müzikte istediği başarıyı yakalayamamış. Bunun üzerine bir de çok ayrıntıya girmeden bahsettiği ilişkisi de son bulunca zor zamanlar geçiren Del Rey, kendini ve hayatını sürekli gözden geçirmek zorunda kalmış. En sonunda kontrolü altında olan tek şeyin kendi sözleriyle "iyi ve dürüst bir insan olmak" olduğuna karar verdikten sonra başarı onu beklenmedik bir zamanda ve şekilde bulmuş.
Aşağıda izleyebileceğiniz Video Games videosunun neden böyle büyük bir ilgili gördüğü (günümüz itibariyle videonun 50 milyonun üstünde bir izlenme sayısı var) konusunda hiçbir fikri olmadığını, Born to Die öncesindeki işlerinin de en az onun kadar iyi olduğunu düşündüğünü ısrarla söylüyor. Bu geç ve güç gelen başarı onu her ne kadar şaşırtsa ve beklemediği bir şekilde yakalasa da, bu konuda mutluluğunu yine röportajlarında sık sık dile getiriyor. Ne de olsa Born to Die 2012'nin en çok satan 5. albümü, mutlu olmaması mümkün değildir sanıyorum.





Del Rey, film müziklerinden, eski Hollywood'dan, her genre'ın en iyilerinden etkilendiğini söylüyor ve kendini "self-styled gangsta Nancy Sinatra" olarak tanımlıyor. Müzik dergileri ve bloglarınca ise icra ettiği müzik sadcore Americana olarak adlandırılıyor. Kendisi videolarında derinlikli Americana mesajları verdiğine dair yargılara karşı çıkıyor ve açıkçası National Anthem, Ride gibi videolarında bu tür mesajlara rastlamak mümkünmüş gibi görünse de kendisine hak vermemek mümkün değil. Bu "mesajların" hiçbiri bir temele oturtulabilecek derinlikte ve tutarlılıkta değil. Lana daha çok kendisinin de söylediği gibi "güzel"in peşinde ve etkilendiği dönemleri bir araya getirerek bir estetik oluşturmaya çalışıyor gibi. Bu çabanın da karşımıza çıkardığı gerçekten sinematik öğeler barındıran, aşk, hüzün, kayıp gibi temaları işleyen hip hop ve jazz etkileşimli bir pop. Her ne kadar kulağa sıradan bir tanım gibi gelse de (ki gerçekten de öyle :) ) Lana'nın sırrı bu etkileşimleri nasıl işlediğinde. Hala kulak vermeyenler varsa varlığıyla popüler kültürü renklendiren ve daha hakkında çok konuşacakmışız gibi görünen Lana Del Rey ve Born to Die tavsiyemdir.

Son olarak Great Gatsby için Baz Luhrmann ile kaleme aldığı Young and Beautiful'un videosu ile baş başa bırakıyorum sizi. Lana'nın bu şarkı ile Oscar'a aday olacağına dair dedikodular şimdiden etrafta dolanmaya başladı.



Follow on Bloglovin

No comments:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...