11.3.12

Young Adult: Diablo Cody ve Jason Reitman Usülü Yetişkin Ergenliği


Diablo Cody ve Jason Reitman'ın ilk iş birliği Juno olunca ve tekrar birlikte çalıştıklarını okuyunca insan heyecanlanmadan edemiyor. Nitekim Juno çok orijinal, şahane diyaloglu ve eğlenceli bir işti dönemi için ve Diablo Cody'yi zirveye taşıdı. Cody Juno'yla Oscar almakla kalmadı, kendine hem indie hem de mainstream bir takipçi kitlesi edindi. Her ne kadar sonrasında izlediğim tek uzun metraj işi Jennifer's Body olduğundan (ve yine orijinal premise'ine rağmen Jennifer's Body ilginç bir denemenin ötesine geçmediğinden) Cody konusunda temkinli olsam da bir arkadaşımın United States of Tara'ya bayılması ve Charlize Theron'un Young Adult'taki performansı ile ilgili okuduğum çok iyi yorumlar ve de üstte gördüğünüz şahane film posteri beni tavlamaya yetti, sonunda oturup izledim filmi. 
Filme de adını veren Young Adult türü popülerliğini yitirmiş bir serinin ghost-writerlığını yapan Mavis Gary, zamanını reality tv ve fast food ile geçiren, son derece boş, anlamsız ve yalnız bir hayat sürdüren "büyümemiş" mutsuz bir kadındır. Büyümemiştir, çünkü hayatı hala yetişkinlerin büyürken öğrendiği birçok üsturuptan yoksundur. Mavis Gary hala lisedeyken olduğu mean-girl'dür, sapına kadar kötü, bencil, sorumsuz, pis bir orta yaşlıdır ve nasıl olduysa kendine edindiği yazarlık işi sayesinde kısmen başarılı bir kariyere sahiptir. Film boyunca kendisine başarı getiren, gerçekten de çoğu ürünü çöp olan YA roman serisinin son kitabını yazarken izleriz ara ara onu. Yazdıkları ile Mavis Gary arasında pek bir fark yoktur, ancak yine de kötücül "akıllı" bir kadın olduğundan restoranlarda, kahve kuyruklarında duyduğu gerçek ergenlerin saçma-sapan diyaloglarından kendine ilham alır. İşin en komik tarafı da yaptığı işten nefret etmemesi, yazdıkları ile kendi hayatı arasında paralellikler kurabilmesi, 40'ına yaklaşmış bir kadın olarak hayatında olup bitenlere karşı sıfır bir içgörüsü olmasıdır.


Mavis'in hayatında kısmi bir değişikliğin başlaması, neyse ki filmin başlarında, yine yazma seanslarından birinde bir arkadaşından aldığı bir maille başlar. Mavis'in lise aşkı Buddy ile karısının bir kızı olmuştur. Bu mail üzerine Mavis, son derece acıklı bir one-night stand'in üzerine kendini Buddy'nin onun hayatının aşkı olduğuna ve ne olursa olsun birlikte olmaları gerektiğine inandırır. Buddy'nin lisedeyken kendisi için hazırladığı karışık kaseti de yanına alır ve yola çıkar. Bundan sonra başına gelenler ve yaptıkları ise filmin en traji-komik anlarını oluşturur. Buddy tabi ki yeni çocuğu olmuş, karısıyla mutlu bir adam olarak Mavis'e aynı hisleri beslememektedir. Hayatı, bebeklerin sıkıcı olduğunu düşünen Mavis'inki gibi berbat değildir. 
Bu son derece komik ve kağıt üzerinde izlemesi keyifli olacağı izlenimi veren senaryo, ne yazık ki filme yansımıyor. Young Adult, Charlize Theron'un mükemmel oyunculuğu, senaryosunun sıfır klişe içermesi ve beklediğiniz karakter gelişiminin filmin sonunda gerçekleşmemesi gibi pozitif -çünkü bazı insanlar asla büyümez- yanlarına rağmen insanı bunlarla ya da başka zeka pırıltılarıyla eğlendiren bir film değil. Charlize Theron'un şımarık, çekilmez hatta tamamen kötü yürekli Mavis rolündeki şahane performansı bile, açıkçası filmle ilgili sizi eğlendiren bir yön bulmak için kendinizi zorlamadığınız sürece ilk 45 dakikadan sonra etkisini yitiriyor. Yardımcı rollerde Patton Oswalt, Patrick Wilson en az Theron kadar iyiler, Buddy'nin karısı rolündeki Elizabeth Reeser bu filmde gördüğüm için sevindiğim, daha fazla işle karşımıza çıkmasını dilediğim bir oyuncu, ancak onlar da filmi benim gözümde "kurtarmıyor". İster istemez, acaba Mavis biraz toparlansaydı, biraz Mercury'yi değil de kendini suçlasaydı, filmin sonuna doğru azıcık kendini gösteren o içgörü pırıltısını yitirmeseydi nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyorum. Ama sonra da diyorum ki, o zaman Young Adult'ın işlevinin altını biraz daha oymuş, çukurunu biraz daha kazmış olmaz mıyız?
Kısacası, orijinal, indie, iyi oyunculuk içeren bir film izlemek istiyor, izlediğiniz şeye duygusal yatırımda bulunmuyor, filmin kafası karışık tonundan rahatsızlık duymayacağınızı düşünüyorsanız tavsiye ederim. Nitekim, bence, Diablo Cody'nin Juno ile yakaladığını hak ettiğini kanıtlaması için daha çok yolu var gibi.. 


No comments:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...