3.12.11

James Joyce'dan Çocuklara: The Cat and the Devil

İrlandalı'nın dünya edebiyatına en büyük katkılarından ve metinlerinde yerelden evrensele ulaşmayı ve bunu da tamamen apolitize ya da politize olmadan başarabilmiş nadir yazarlardan biri olan James Joyce, okurlarının bileceği gibi çok fazla eser vermiş bir yazar değil. Dolayısıyla kendisinin The Cat and the Devil isimli bir çocuk kitabı olduğunu öğrenince insan ister istemez büyük bir şaşkınlık yaşıyor.


Tabii, burada önemli de bir parantez açmak lazım, The Cat and the Devil, öncelikle yazarın mektuplarının bir parçası olarak okurlarla buluşmuş bir metin, çünkü Joyce, bu öyküsünün yayımlanmasını hiçbir zaman planlamamış, hatta onu sadece bir mektubunda torunu Stevie'ye yazmış. Tüm büyük yazarların metinleri gibi bu metin de yayımcıların elinden kurtulamamış ve 1964 yılında Dodd, Mead & Company tarafından Richard Erdoes'in illüstrasyonları ile basılmış. Belki bu noktada bunun etik olup olmadığı da kafalarımızda bir soru işareti olarak oluşmalı; ancak hikayenin özetini okuduğumda ve illüstrasyonları gördüğümde o kadar heyecanlandım ki, açıkçası bencil okur tarafım, "Peki yazarın hakları??" diye bağıran tarafıma ağır bastı. Dolayısıyla, bu kitaptan haberdar olmaktan çok memnunum ve elime geçen ilk fırsatta bir şekilde bir kopyasına ulaşmak için elimden geleni yapacağım. 
Kitabımızın konusuna dönersek, 1981'de Schocken Books tarafından, bu kez de Roger Blachon illüstrasyonları ile tekrar yayımlanmış bu kitap, Joyce'un Stevie'ye yazdığı şu sözlerle başlıyor; "Sana birkaç gün önce içi şekerle dolu küçük bir kedi gönderdim; ama belki de Beaugency Kedisi'nin hikayesini bilmiyorsundur." 



Ve sonrası da, ne yazık ki metin hiç Türkçe'ye çevrilmediği, hatta İngilizce baskısına bile ulaşmak çok zor olduğundan, devamını ne yazık ki büyük bir ihtimalle bilemeyeceğimiz bir Fransız miti. Şöyle ki: Beaugency'de yaşayan halk, Loire Nehri üzerine bir köprü yapılması gerektiğini düşünmektedir. Bunun üzerine de Beaugency valisi, nehrin üzerine bir gecede bir köprü yapması için Şeytan'la anlaşır. Ancak Şeytan'ın her zaman olduğu gibi bir şartı vardır: Köprüden ilk geçen kişinin ruhu kendisinin olacaktır. 


Vali tabi ki Şeytan'ın teklifini kabul eder (Hangi hikayede biri de çıkıp Şeytan'a "Olmaz!" demiştir ki zaten :) ) ve Şeytan da bir gecede Loire'un üzerine bir köprü konduruverir. Ancak işte tam burada hikayedeki o ana kadar en orijinal olan şey gerçekleşir: Bu vali zeki bir adamdır ve Şeytan'ı alt etmek için köprüden ilk olarak bir kediyi geçirir. Şeytan alt olmuştur, nitekim kedinin de bir ruhu vardır ve Şeytan anlaşmalarında "insan ruhu"ndan bahsetmemiştir. 


Bundan sonra olanları ne yazık ki bilmiyoru(m)z. İşin en sinir bozucu kısmı da bu, çünkü eminim hikayenin en eğlenceli kısmı burada başlıyor! Ne de olsa karşımızdaki bir kedi ve yalana dolana, hatta mızıkçılığa başvurmayan, lafının eri bir Şeytan :) Ne diyelim, işte bir yerlerden kitabı edinene kadar bizi avutabilecek iki illüstrasyon daha:






Not: İllüstürasyonlar için We Too Were Children, Mr Barrie'ye teşekkürler! 

No comments:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...